Kadın güvence yoksunu
Sosyal güvenlik sistemi yapılan “reform”lara karşın devlet katkısının yetersizliği, kayıt dışı istihdamdan doğan prim kaçakları, çalışanlar ile emekliler arasındaki dengesizliği, yaşlılık sigortasından (emeklilik) yararlanma koşullarının ağırlaştırdığına dikkat çekilen raporda, toplanan sosyal güvenlik primlerinin ve SGK kaynaklarının amacı dışında kullanılması gibi birçok nedene bağlı olarak sorunlar yaşandığında vurgu yapıldı. Raporda önce çıkan unsarlar özetle şöyle; Nüfusun en yoksul kesiminden yüzde 14.77’lik kesimi sosyal güvenceden yoksun. Kadınların yüzde 44.5’i, gençlerin de yüzde 45.5’inin hiçbir sosyal güvencesi yok. Türkiye’de sosyal güvenlik harcamalarının GSYH oranı yüzde 13.5 iken OECD üye ülke ortalaması yüzde 21. 2013 yılında 3 milyon 96 bin 489 aile sosyal yardımlardan yararlanırken bu sayı 2016 yılında 3 milyon 154 bin 69 aileye çıktı. AB üye ülke ortalamasında devlet katkısı 2002-2015 arası dönemde artış gösterdi. Türkiye’de tersi bir durum söz konusu. Aynı dönem aralığında devletin katkısı 4.3 puan azalarak 41.9’a, işverenlerin katkısı da 3.8 puan azalarak yüzde 26.4’e düştü. Çalışanların katkısı 5 puan artarak yüzde 18.3’e çıktı. Sistem içinde emeklilere ayrılan payın fazlalığı görüşünün aksine emekliler için yapılan harcamalarda Türkiye, OECD üye ülke ortalamalarının da altında. Zorunlu olarak bireysel emekliliğe dahil edilen her 10 kişiden 6’sı sistemden çıktı. İşsizlik sigortasından faydalanmak için başvuran her 10 işsizden yalnızca 3’ü işsizlik sigortasından faydalanabiliyor.